6728 SAYILI KANUN İLE ÇEK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK
6278 Sayılı kanun “ YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN” olup, 15/07/2016 tarihinde kabul edilmiş ve 29796 sayılı Resmi Gazete’de 09/08/2016 tarihinde yayımlanmıştır.
*5941 Sayılı Çek Kanunu 14/12/2009 tarihinde kabul edilmiş ve 20/12/2009 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu tarihten sonra,
*6273 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 03/02/2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Şimdi ise ,
*6728 Sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 09/08/2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Bu kanunun 61-66. Maddeleri 5941 sayılı Çek Kanunu’na yönelik düzenlemeler içermektedir.
6728 S.K.-61. maddesi–14/12/2009 tarihli ve 5941 sayılı Çek Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kayıtlarını,” ibaresi “Risk Merkezi ile adli sicil kayıtlarını ve” şeklinde değiştirilmiş, üçüncü fıkrasına aşağıdaki cümleler eklenmiş, dördüncü fıkrasında yer alan “yaptığı, temsilcisi veya imza” ibaresi “yaptığı veya ticaret siciline tescil edilen” şeklinde değiştirilmiş ve yedinci fıkrasına aşağıdaki bentler eklenmiştir.
“Muhatap banka; gerçek veya tüzel kişi adına açılması talep olunan çek hesaplarında bunların, sermaye şirketlerinde ayrıca yönetim organında görev yapanlar ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkililerinin çek hesabı açma yasağının bulunmadığı hususunu kontrol ederek, yasağın bulunmadığına ilişkin sorgulama sonucunu muhafaza eder. Bankalar çek hesabı açtıkları kişiler ile çek hesabı sahibi tüzel kişi ise hesap açılış tarihi itibarıyla tüzel kişi tarafından bildirilen işlem yetkililerini 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydeder.”
“e) Çek hesabı sahibi gerçek kişi ise Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası; tüzel kişilerde ise varsa Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS) numarası,
- f) Çek hesabı sahibi ile düzenleyenin farklı kişiler olması hâlinde, ayrıca düzenleyenin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,” şeklindedir.
5941 S.K. 2. Maddesi bundan sonra şu şekilde olacaktır:
Bankanın araştırma yükümlülüğü, çek hesapları ve çek defterleri
(5941 S.K. MADDE 2 – 1) Bankalar, çek hesabı açılması ile ilgili olarak bu Kanunla kendilerine verilen görev ve yükümlülükleri yerine getirirken, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklı olup olmadığını bu Kanun hükümlerine göre araştırırlar; ayrıca ilgili kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler.
(2) Bankalar, çek hesabı açtırmak isteyenlerin yasaklılık durumuna ilişkin Risk Merkezi ile adli sicil kayıtlarını ve açık kimliklerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı, pasaport veya sürücü belgesi örneklerini, yerleşim yeri belgelerini, vergi kimlik numaralarını, tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını, esnaf ve sanatkâr olanların ise esnaf ve sanatkâr sicili kayıtlarını almak ve çek hesabının kapatılması hâlinde bunları, hesabın kapatıldığı tarihten itibaren on yıl süreyle saklamakla yükümlüdür. Yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler, bankaya kendileri ile ilgili olarak Türkiye’de bir adres bildirmek zorundadır. Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması hâlinde, çek düzenleyenin bankaca bilinen adresleri, talebi hâlinde hamile verilir. (A)
(3) Çek hesabı ilgilinin, vekilin veya yasal temsilcisinin imzası olmadan açılamaz. Çek hesabı açılmasını veya mevcut çek hesabından çek defteri verilmesini isteyen kişi, her defasında tacir veya esnaf ve sanatkâr olup olmadığı ve kendisi hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmadığı hususunda bankaya yazılı beyanda bulunur. Tüzel kişiler adına verilecek beyannamede ayrıca, tüzel kişinin yönetim organında görev yapan, temsilcisi olan veya imza yetkilisi olan kişilerin çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmadığı belirtilir. (Ek cümleler: 15/7/2016-6728/61 md.) Muhatap banka; gerçek veya tüzel kişi adına açılması talep olunan çek hesaplarında bunların, sermaye şirketlerinde ayrıca yönetim organında görev yapanlar ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkililerinin çek hesabı açma yasağının bulunmadığı hususunu kontrol ederek, yasağın bulunmadığına ilişkin sorgulama sonucunu muhafaza eder. Bankalar çek hesabı açtıkları kişiler ile çek hesabı sahibi tüzel kişi ise hesap açılış tarihi itibarıyla tüzel kişi tarafından bildirilen işlem yetkililerini 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydeder. (B)
(4) Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı bulunan gerçek kişinin, yönetim organında görev yaptığı veya ticaret siciline tescil edilen yetkilisi olduğu tüzel kişiye çek defteri verilmez. (C)
(5) Çek defterleri bankalarca bastırılır.
(6) Çek defterlerinin baskı şeklini belirleyen esaslar, Maliye Bakanlığı, Türkiye Bankalar Birliği ve Türkiye Katılım Bankaları Birliğinin görüşü alınarak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca Resmî Gazete’de yayımlanacak tebliğle düzenlenir. Tacir olan ve tacir olmayan kişilere verilecek çekler ile hamiline düzenlenecek çekler, açıkça ayırt edilebilecek biçimde bastırılır. Hamiline düzenlenecek çekler için sadece bu çeklere ilişkin işlemlerin işlendiği ayrı çek hesapları açılır. Hamiline düzenlenecek çeklerde, hamiline çek defteri yapraklarının kullanılması gerekir. Çek yapraklarının üzerinde “hamiline” ibaresi matbu olarak yer alır.
(7) Çek defterinin her bir yaprağına;
- a) Çek hesabının numarası,
- b) Çek hesabının bulunduğu banka şubesinin adı,
- c) Çek hesabı sahibi gerçek kişinin adı ve soyadı, tüzel kişinin adı,
ç) Çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişinin vergi kimlik numarası,
- d) (Ek: 31/1/2012-6273/1 md.) Çekin basıldığı tarih,
- e) (Ek: 15/7/2016-6728/61 md.) Çek hesabı sahibi gerçek kişi ise Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası; tüzel kişilerde ise varsa Merkezi Sicil Kayıt Sistemi (MERSİS) numarası, (D)
- f) (Ek: 15/7/2016-6728/61 md.) Çek hesabı sahibi ile düzenleyenin farklı kişiler olması hâlinde, ayrıca düzenleyenin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, (E) yazılır.
(8) Tüzel kişi adına çek düzenleyen kişinin adı ve soyadı, düzenlenen çek üzerine açıkça yazılır.
(9) Türk Ticaret Kanunundaki unsurları taşıması kaydıyla, düzenlenen çekin bu maddede yer alan koşullara aykırı olması çekin geçerliliğini etkilemez.
(10) Çek hesabı, ancak sahibinin veya yasal temsilcisinin yazılı talebi ya da mevduat veya katılım fonu zamanaşımı süresinin dolması üzerine kapatılabilir. Çek hesabı kapatıldıktan sonra, üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibraz edilen çekler karşılıksızdır işlemine tabi tutulur.
(11) Esnaf ve sanatkâr odalarına kayıtlı olanlardan, tacir kişilere özgü çek hesabı açtıranlar hakkında bu Kanunun tacirlere ilişkin hükümleri uygulanır.”
Yukarıdaki maddede yapılan değişiklik eklemelere kısaca değinecek olursak:
A-.2. Fıkrada koyu yazılan kısmın
*2009 yılı 5941 kanunundaki hali “adli sicil”,
*2012 yılı 6273 kanunundaki hali “Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası kayıtları”, *2016 yılı 6728 kanunundaki hali “Risk Merkezi ile adli sicil kayıtlarını ve” şeklindedir ve bu son halidir:
Peki Risk Merkezi nedir?
T.B.B. Risk Merkezi web sayfasındaki yazısı : “Resmi Gazete’nin 25 Şubat 2011 tarih, 27857(mükerrer) sayılı nüshasında yayımlanan 6111 sayılı Kanun ile 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’na Ek Madde 1 ve Geçici Madde 28 ilave edilmiştir. Ek Madde 1 ile Türkiye Bankalar Birliği nezdinde, kredi kuruluşları ile Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu’nca uygun görülecek finansal kuruluşların müşterilerinin risk bilgilerini toplamak ve söz konusu bilgileri bu kuruluşlar ile gerçek veya tüzel kişilerin kendileriyle ya da onay vermeleri koşuluyla özel hukuk tüzel kişileri ve üçüncü gerçek kişileri ile de paylaşılmasını sağlamak üzere Risk Merkezi kurulmuştur.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi 28 Haziran 2013 tarihinde faaliyete geçmiştir.” şeklinde ifade yer almaktadır.
Risk Merkezi üç tip rapor hazırlar, bunlardan biri de “Çek Raporu”dur. Çek Raporu 2009 yılından itibaren olmak üzere;
* karşılıksız çekler,
* karşılıksız işlemi yapıldıktan sonra ödenen çekler ve
* ibrazında ödenen çeklere ilişkindir.
Bu sayılan üç hususa ilişkin hazırlanacak raporda ;
– çek toplam adeti,
– toplam tutarı,
– çeklerin alındığı banka bilgileri ve
– en son işlem yapılan 50 adet çek dökümü yer alır.
B.3. Fıkrada koyu yazılan bu kısmın tamamı yeni olarak eklenmiştir. 6728 S.K. sadece Çek Kanunununda değil, birçok kanunda düzenleme yapılmıştır ki bunlardan biri Türk Ticaret Kanunudur. İşaret edilen T.T.K 780. maddesi ve devamı maddeler “Çeklerin Düzenlenmesi ve Şekli” başlığı altındaki maddelerdir. T.T.K. 780. Maddesi 1. Fıkrası çekin unsurlarını içeren (‘çek’ ibaresi, kayıtsız-şartsız havale, ödeyecek kişinin-muhattabın ticari ünvanı, çekin düzenleme yeri, tarihi, düzenleyenin imzası) bir fıkra olup, ona ‘g’ ve ‘h’ olarak 2 unsur daha eklenmiştir:
“g) (Ek: 15/7/2016-6728/70 md.) Banka tarafından verilen seri numarasını,
- h) (Ek: 15/7/2016-6728/70 md.) Karekodu,” eklenmiştir.
T.T.K. 780/3. Fıkrası ise “(3) (Ek fıkra : 15/7/2016-6728/70 md.) İkinci fıkrada belirtilen verilere ulaşılmasını sağlayacak karekod okutma ve bilgi paylaşım sistemi 5411 sayılı Kanunun ek 1 inci madde hükmü uyarınca kurulan Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi tarafından oluşturulur. Risk Merkezi sistemdeki verileri, 5411 sayılı Kanunun ek 1 inci maddesinin on birinci fıkrası uyarınca bilgi alışverişini gerçekleştirdiği şirket ile paylaşmaya yetkilidir. Bu yetki kullanıldığı takdirde sistem bilgilerin paylaşıldığı şirket nezdinde kurulabilir.” şeklidedir. Anlaşılacağı üzere bu fıkra da 6728 S.K. ile eklenmiştir. Burada bahsedilen Risk Merkezi konusuna yukarıdaki “A” başlığında değinmiştim.
Yani buradaki yenilik, başvurucuların, bankaya çek yasağı bulunmadığına yazılı beyan verilmesi yeterli olmayacak; bu beyanların doğru olup olmadığının araştırılması konusunda bankaya sorumluluklar getirilmiş: Banka, başvuruda bulunan gerçek kişi ya da tüzel kişi adına yetkilisini… Risk Merkezi Sistemine kaydetmeli ve yine bu sistemden sorgulama yapmalı, bu sorgu sonucunu da muhafaza etmelidir.
C-4. Fıkrada koyu yazılan kısmın eski hali “yaptığı, temsilcisi veya imza” şeklindeydi. Bu değişikliğin sebebi , şirket yetkilisinin tespiti konusunda sorun yaşanmasıdır. Bunun önüne geçmek için iş bu yetkilinin ticaret sicilinde ilanı şartı getirilmiştir.
D-E- Koyu yazılan bu kısımların tamamı da 7. fıkraya yeni olarak eklenmiştir. Çeke bu bilgilerin de eklenmesiyle hedeflenen durum, benzer isimli/ünvanlı kişi/şirketler arasındaki ayrımı belirgin hale getirmek, çekin karşılıksız çıkması halinde çek sahibi kişinin tespitini ve ona ulaşılmasını kolaylaştırmaktır. Yine eklenen bu bilgiler sayesinde çek sahibinin MERSİS ve MERNİS’ten adres ve iletişim bilgilerine ulaşmak da daha kolay olacaktır.
6728 S.K. 62. Maddesine bakacak olursak:
“5941 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “Cumhuriyet Başsavcılığına talepte” ibaresi “icra mahkemesine şikâyette” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(10) Lehine karekodlu çek düzenlenen lehdar, teslim aldığı çeki Türk Ticaret Kanununun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydeder. Karekodlu çekin sisteme kaydedildiği tarihten sonra çek düzenleyen tüzel kişinin temsilcilerinde meydana gelen değişiklikler, çek hesabı sahibi tüzel kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.” şeklindedir.
O halde söz konusu maddenin yeni haline bakacak olursak:
5941 S.K. “İbraz, ödeme, çekin karşılıksız olduğunun tespiti ve gecikme cezası MADDE 3 – (1) Karşılığı bulunan çek, hesabın bulunduğu muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin varsa vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir. Ancak çek, hesabın bulunduğu şubeden başka bir şubeye ibraz edildiğinde, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir.
(2) “Karşılıksızdır” işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılır.
(3) Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;
- a) Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde,
1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya üzerinde ise bin Türk Lirası,
2) Çek bedeli bin Türk Lirasının altında ise çek bedelini,
- b) Karşılığının kısmen bulunması hâlinde,
1) Çek bedeli bin Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı bin Türk Lirasına tamamlayacak bir miktarı,
2) Çek bedeli bin Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak bin Türk Lirasını, ödemekle yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir. Bu fıkradaki miktar, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan fiyat endekslerindeki yıllık değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmî Gazete’de yayımlanır.
(4) Hamilin talepte bulunması hâlinde, karşılıksızdır işlemi; çekin arka yüzüne tahsil için bankaya ibraz edildiği tarih, hesap durumu, bankanın yükümlülüğü çerçevesinde ödediği miktar ve ibraz eden gerçek kişinin adı ve soyadı yazılmak, bu kişinin tüzel kişi adına bedeli tahsil etmesi hâlinde bu husus belirtilmek ve bu kişi ile birlikte banka yetkilisi tarafından imzalanmak suretiyle yapılır. Banka tarafından ödenen miktar düşüldükten sonra karşılıksız kalan tutar açıkça belirtilir. Hamilin imzalamaktan kaçınması hâlinde, karşılıksızdır işlemi yapılmaz.
(5) Muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil, kısmî ödemenin hamil tarafından kabul edilmemesi hâlinde, ikinci fıkra hükmüne göre karşılıksızdır işlemi yapılır; ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek, üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir; ön ve arka yüzünün fotokopisi banka tarafından saklanır. Çek hesabında hiç karşılığın bulunmaması ve hamilin sadece muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutarın ödenmesini talep etmesi hâlinde de bu fıkra hükmüne göre işlem yapılır.
(6) Muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil kısmî ödeme hâlinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi, icra mahkemesine şikâyette bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi hâlinde çekin aslı bu mercilere gönderilir. (A)
(7) Banka;
- a) Çekin karşılığının hesapta bulunmasına rağmen hamiline ödenmesinin geciktirilmesi,
- b) Kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın hamile ödenmesinin geciktirilmesi,
hâllerinde, çek hamiline, her geçen gün için binde üç gecikme cezası öder. Bu hâllerde 4/12/1984 tarihli ve 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun hükümleri uygulanmaz.
(8) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihinden önce ibraz edilen çekin karşılığının Türk Ticaret Kanununun 707 nci maddesi uyarınca kısmen veya tamamen ödenmemiş olması hâlinde, bu çekle ilgili olarak hukukî takip yapılamaz. İleri düzenleme tarihli çekle ilgili olarak hukukî takip yapılabilmesi için, çekin üzerindeki düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde bankaya ibraz edilmesi ve karşılıksızdır işlemine tabi tutulması şarttır.
(9) (Ek: 31/1/2012-6273/2 md.)Çekin, üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren beş yıl içinde ibraz edilmemesi hâlinde, muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutara ilişkin sorumluluğu sona erer.
(10) (Ek: 15/7/2016-6728/62 md.) Lehine karekodlu çek düzenlenen lehdar, teslim aldığı çeki Türk Ticaret Kanununun 780 inci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen sisteme kaydeder. Karekodlu çekin sisteme kaydedildiği tarihten sonra çek düzenleyen tüzel kişinin temsilcilerinde meydana gelen değişiklikler, çek hesabı sahibi tüzel kişinin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. (B)
Yukarıdaki maddede yapılan değişikliklere değinecek olursak:
A-6. Fıkrada yazılı
*2009 yılı 5941 kanunundaki hali “şikayette”,
*2012 yılı 6273 kanunundaki hali “ talepte” (Bu kanunla cezai yaptırımların çoğu kaldırıldığı için ifadeler de değişime uğramıştır. Bu ifadenin başı ‘Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette’ ve sonra ‘talepte’ olarak değişmiş görünmektedir.), en son olarak
*2016 yılı 6728 kanununda (Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette yerine) “icra mahkemesine şikayette” şeklindedir. 2012 yılındaki 6273 S.K. ile cezai yaptırımlar kaldırışmışsa da , 2016 yılındaki 6728 S.K. ile geri getirildiğini ve bunun da koanundaki ifadelere bu şekilde yansıdığını söyleyebiliriz. Bilhassa sonraki olan 63. maddede cezaya yönelik uygulamaları görüyoruz.
B- 10. Fıkra tamamı yeni olarak eklenmiştir. Çekin daha güvenilir bir ödeme vasıtası haline getirmek için eklenen fıkralardan biridir. Bu kanunla daha fazla teknoloji ve bilgi kaydı ve paylaşımı söz konusudur. Risk Merkezi Sistemi’nden sonra “Karekod” uygulaması getirilmiştir. Bu uygulama ile amaç çekin takibini kolaylaştırmaktır. Bankaların verdiği çek yapraklarının kaçının kullanıldığı kaçının halen çek sahibinin elinde olduğu bilinememekteydi; ancak çek bankaya ibraz edildiğinde çek hakkında bilgi sahibi olunuyordu. Çekin kayıt dışı kullanımının önüne geçmek için Karekod uygulaması getirildi. Lehdar aldığı çeki Karekod Sistemine tanıtarak onu takip edilebilir hale getrmiş olacaktır. Aynı şekilde çek hesabı sahibinin bankalara henüz ibraz edilmemiş çekleri de üçüncü kişilerin paylaşımına açık olacaktır.
Peki lehdar çeki karekod sistemine kaydetmezse ne olacaktır?
Sisteme kayıt yaptırmamak çekin geçerliliğini etkilemeyecek, fakat lehdar 5941 S.K. 3.maddesinin 3. Fıkrasındaki haktan mahrum kalacaktır, yani bankaların karşılıksız çıkan çeklere karşılık ödemekle sorumlu olduğu belirli tutardaki paradan mahrum kalacaktır.
Yine bu fıkradaki diğer bir güvence diyebileceğiz düzenleme ise, tüzel kişilerde, temsilci değişse de, tüzel kişi çekten sorumlu olacaktır. Eski uygulamada, çekin düzenlenmesinden sonra fakat ibrazından önce şirket yetkilisinin yetki süresi dolduğunda banka ve şirketlerin çekin yetkisiz kişi tarafından düzenlendiği gerekçesiyle çek bedeli ödemekten kaçınmaktaydılar. Şimdi bunun önüne geçilmiş oldu. Burada dikkat edilmesi gereken nokta “Karekodlu çekin sisteme kaydedildiği tarihten sonra” ifadesidir. Yani çeki karekod sistemine kaydetmezsek ve çeki ibraz ettiğimiz zaman yetkilinin yetki süresi dolmuşsa, o zaman bu fıkra hükmünden faydalanamayız.
6728 S.K. 63. Maddesi:
“5941 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin madde başlığı “Ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” şeklinde, birinci, sekizinci ve onuncu fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş, ikinci ve dokuzuncu fıkraları aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiş, üçüncü fıkrasında yer alan “sorumluluk ile idarî yaptırım sorumluluğu” ibaresi “ve cezai sorumluluk” şeklinde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“(1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından az olamaz. Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder. Yargılama sırasında da resen mahkeme tarafından koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına düzenlenmesi durumunda ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında uygulanır. Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanununun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır. Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür.”
“(2) Birinci fıkra hükmüne göre çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan kişi, çek hesabı sahibidir. Çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması hâlinde, bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlüdür. Birinci fıkra uyarınca hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilenler, yasaklılıkları süresince sermaye şirketlerinin yönetim organlarında görev alamazlar. Ancak, hakkında yasaklama kararı verilenlerin mevcut organ üyelikleri görev sürelerinin sonuna kadar devam eder.”
“(8) Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına ilişkin bilgiler, güvenli elektronik imza ile imzalandıktan sonra, Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla MERSİS ile Risk Merkezine elektronik ortamda bildirilir. Hakkında çek hesabı açma yasağı kararı verilen kişiler, Risk Merkezi tarafından bankalara bildirilir. Bu bildirimler ile bankalara yapılacak duyurulara ilişkin esas ve usuller, Adalet Bakanlığının uygun görüşü alınarak Risk Merkezi tarafından belirlenir.”
“(9) Karşılıksız kalan bir çekle ilgili olarak yapılan yargılama neticesinde mahkeme tarafından beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın düşmesi veya davanın reddine karar verilmesi hâlinde, aynı kararda, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasına karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasına ilişkin kararların kesinleşmesi üzerine, bu kararlar, MERSİS ile Risk Merkezine sekizinci fıkradaki usullere göre bildirilir ve ilan olunur.”
“(10) Birinci fıkrada tanımlanan suç nedeniyle, ön ödeme, uzlaşma ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler uygulanmaz.”
“(11) Birinci fıkra uyarınca verilen adli para cezalarının ödenmemesi durumunda, bu ceza, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararı verilmeksizin doğrudan hapis cezasına çevrilir.”
Bu maddeye göre ilgili maddenin yeni hali:
Ceza sorumluluğu, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı (A)
5941 S.K. MADDE 5 – (1) (Değişik: 15/7/2016-6728/63 md.) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet veren kişi hakkında, hamilin şikâyeti üzerine, her bir çekle ilgili olarak, binbeşyüz güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarı, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticari işlerde temerrüt faizi oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile takip ve yargılama gideri toplamından az olamaz. Mahkeme ayrıca, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına; bu yasağın bulunması hâlinde, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının devamına hükmeder. Yargılama sırasında da resen mahkeme tarafından koruma tedbiri olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çekin bir sermaye şirketi adına düzenlenmesi durumunda ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkilileri hakkında uygulanır. Koruma tedbiri olarak verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararlarına karşı yapılan itirazlar bakımından 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Bu suçtan dolayı açılan davalar icra mahkemesinde görülür ve İcra ve İflas Kanununun 347, 349, 350, 351, 352 ve 353 üncü maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır. Bu davalar çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da hesap sahibinin yahut şikâyetçinin yerleşim yeri mahkemesinde görülür. (B)
(2) (Mülga: 31/1/2012-6273/3 md.; Yeniden düzenleme: 15/7/2016-6728/63 md.) Birinci fıkra hükmüne göre çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlü olan kişi, çek hesabı sahibidir. Çek hesabı sahibinin tüzel kişi olması hâlinde, bu tüzel kişinin mali işlerini yürütmekle görevlendirilen yönetim organının üyesi, böyle bir belirleme yapılmamışsa yönetim organını oluşturan gerçek kişi veya kişiler, çek karşılığını ilgili banka hesabında bulundurmakla yükümlüdür. Birinci fıkra uyarınca hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilenler, yasaklılıkları süresince sermaye şirketlerinin yönetim organlarında görev alamazlar. Ancak, hakkında yasaklama kararı verilenlerin mevcut organ üyelikleri görev sürelerinin sonuna kadar devam eder. (C)
(3) Çek hesabı sahibi gerçek kişi, kendisi adına çek düzenlemek üzere bir başkasını temsilci veya vekil olarak tayin edemez. Gerçek kişinin temsilcisi veya vekili olarak çek düzenlenmesi hâlinde, bu çekten dolayı hukukî ve cezai sorumluluk çek hesabı sahibine aittir. (D)
(4) (Mülga: 31/1/2012-6273/3 md.)
(5) Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı ile ilgili olarak, herhangi bir adres değişikliği bildiriminde bulunulmadığı sürece ilgilinin çek hesabı açtırırken bildirdiği adrese 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35 inci maddesine göre derhal tebligat çıkarılır. Adresin bankaya yanlış bildirilmesi veya fiilen terkedilmiş olması hâlinde de, tebligat yapılmış sayılır.
(6) Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişi, elindeki bütün çek yapraklarını ait olduğu bankalara iade etmekle yükümlüdür. Bu kişi adına yeni bir çek hesabı açılamaz.
(7) Hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilmiş olan kişi, kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren on gün içinde, düzenlemiş bulunduğu ve henüz karşılığı tahsil edilmemiş olan çekleri, düzenleme tarihlerini, miktarlarını ve varsa lehtarlarını da göstermek suretiyle, muhatap bankaya liste hâlinde vermekle yükümlüdür.
(8) (Değişik: 15/7/2016-6728/63 md.) Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararına ilişkin bilgiler, güvenli elektronik imza ile imzalandıktan sonra, Adalet Bakanlığı Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla MERSİS ile Risk Merkezine elektronik ortamda bildirilir. Hakkında çek hesabı açma yasağı kararı verilen kişiler, Risk Merkezi tarafından bankalara bildirilir. Bu bildirimler ile bankalara yapılacak duyurulara ilişkin esas ve usuller, Adalet Bakanlığının uygun görüşü alınarak Risk Merkezi tarafından belirlenir. (E)
(9) (Mülga: 31/1/2012-6273/3 md.; Yeniden düzenleme: 15/7/2016-6728/63 md.) Karşılıksız kalan bir çekle ilgili olarak yapılan yargılama neticesinde mahkeme tarafından beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, davanın düşmesi veya davanın reddine karar verilmesi hâlinde, aynı kararda, çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasına karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasına ilişkin kararların kesinleşmesi üzerine, bu kararlar, MERSİS ile Risk Merkezine sekizinci fıkradaki usullere göre bildirilir ve ilan olunur. (F)
(10) (Değişik: 15/7/2016-6728/63 md.) Birinci fıkrada tanımlanan suç nedeniyle, ön ödeme, uzlaşma ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümler uygulanmaz. (G)
(11) (Mülga: 31/1/2012-6273/3 md.; Ek: 15/7/2016-6728/63 md.) Birinci fıkra uyarınca verilen adli para cezalarının ödenmemesi durumunda, bu ceza, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106 ncı maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan kamuya yararlı bir işte çalıştırma kararı verilmeksizin doğrudan hapis cezasına çevrilir. (H)
Düzenlemelere değinecek olursam:
A- Bu kanunla cezai yaptırımlar getirilmesinin diğer sonucu bu madde başlığına “ Ceza sorumluluğu” ibaresinin getirilmesi olmuştur. 2012 yılı 6273 S. Kanununda başlık sadece “Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” şeklindeydi.
B-1 numaralı fıkranın tamamı yeni olarak eklenmiştir. Bu fıkraya göre çekin karşılıksız çıkması halinde izlenecek yol düzenlenmiştir. Ceza yoktu, çek yasağı verilmesi mümkündü.
Eski , mülga fıkra hükmünü hatırlayacak olursak;
* çek hamili ibraz süresi içinde başvurup çek karşılıksız çıkması halinde,
*6 ay içinde talepte bulunması üzerine
* Çekin ibraz edildiği banka şubesi ya da çek hesabının açıldığı banka şubesi ya da çek hesabı sahibi yerleşim yeri ya da çek hamilinin yerleşim yeri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ,
* her bir çek ile ilgili olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilirdi. Yine eski 10. Fıkraya göre bu yasağa karşı yapılacak başvurular 5326 S. Kabahatler Kanununun kanun yoluna ilişkin hükümleri uygulanıyordu.
Yeni düzenlemeye bakacak olursak:(çek hesabı açma ve düzenleme yasağına kısaca ‘yasak’ diyeceğim)
- Çek kanuni ibraz süresi içinde ibraz edilmelidir.__________________ Çek ibraz edildiğinde ödenmesi gereken bir ödeme vasıtasıdır. Normalde ileri tarihli düzenlenmemesi gerekir. Bilindiği üzere çekler ileri tarihli olarak düzenlenmektedir ve bu sık karşılaşılan bir durumdur. Eğer ileri tarihli düzenlenen çeki ibraz süresinden önce ibraz ederseniz cezai yaptırıma yönelik hükümlerden faydalanamazsanız.
- Süresi içinde ibraz edilen çek tamamen ya da kısmen karşılıksız ise “karşılıksız işlemi” yaptırılır.
- Hamil, çekin karşılıksız çıkmasına sebep olan kişiye karşı şikayette bulunur. (Önceden C.Başsav.’na “talep”te bulunulurdu.)
- Şikayete konu her bir çekle ilgili olarak 1500 güne kadar adli para cezası hükmolunur. Fakat bu adli para cezası çekin karşılıksız çıkan miktarı, faizi (düzenleme tarihinden itibaren işletilecek 3095 S.K.’na göre temerrüt faizi), takip ve yargılama giderleri toplamından az olamaz.
- Mahkeme sadece hüküm kısmında değil, artık yargılama sırasında da “koruma tedbiri” olarak yasak kararı verebilir ve bu kararı “re’sen” verir.
- Yasak kararı, çek hesabı gerçek kişi veya tüzel kişi, bu tüzel kişi adına çek keşide edenler ve karşılıksız çek sermaye şirketi adına düzenlenmişse ayrıca yönetim organı ile ticaret siciline tescil edilen yetkilileri hakkında uygulanır.
- Koruma tedbiri olarak verilen yasak kararına karşı yapılacak itirazlar 2004 S.K İcra İflas Kanunu 353/1. maddesi uygulanır. Bu maddede ne denmektedir: “İcra mahkemesinin verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı, tefhim veya tebliğden itibaren yedi gün içinde itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı incelemesi için dosyayı o yerde icra mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde icra mahkemesinin tek dairesi bulunması halinde asliye ceza mahkemesine, icra mahkemesi hakimi ile asliye ceza mahkemesi hakiminin aynı hakim olması halinde ise en yakın asliye ceza mahkemesine gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir.”denmektedir.
- Karşılıksız çekten kaynaklı suçlar “icra mahkemelerinde görülür. İ.İ.K. 347-349-350-351-352-353. Maddelerinde düzenlenen yargılama usulüne ilişkin hükümler uygulanır.
A- 2. fıkrada çek hesabı sahibinin kim olduğu düzenlenmiştir. Çek hesabında para bulundurmakla yükümlü olan kişi çek hesabı sahibidir. Tüzel kişilerde ise, eğer yönetim organında mali işleri yönetmekle görevlendirilen üyedir. Eğer böyle bir üye yoksa yönetim organındaki üye/üyeler çek hesabı sahibi olarak kabul edilir. Haklarında yasak kararı verilen üye/üyeler yönetim organında görev alamaz, fakat üyelikleri, görev sürelerinin sonuna kadar, devam eder.
B- 3. Fıkrada bu kanunla birlikte cezai yaptırım getirildiği için değişen ibarelerden biri de bu fıkrada görülmektedir. 5941 S.K.’nda “hukuki ve cezai sorumluluk”, 2012 Yılı 6273 S.K.’nda “hukuki sorumluluk ile idari yaptırım sorumluluğu”, en son olarak bu kanunla 2016 yılı 6728 S.K.’nda “hukuki ve cezai sorumluluk” halini almıştır.
C- 8. fıkranın tamamı yeni olarak eklenmiştir. Çek hesabı yasağının sisteme kaydı konusu düzenlenmiştir. Elektronik imzalı yasak kararına ilişkin bilgiler UYAP vasıtasıyla MERSİS ve Risk Merkezi’ne elektronik ortamda bildirilir. Hakkında yasak kararı olanları Risk Merkezi bankalara bildirir. Yargılama sırasında koruma tedbiri olarak verilen yasak karanına itiraz sonucu kaldırılması halinde de aynı bildirimler yapılır. Bildirimin nasıl yapılacağına dair usul ve esası Risk Merkezi, Adalet Bakanlığı’nın uygun görüşünü alarak belirler.
D- Yeniden düzenlenen bu 9.fıkrada yargılama neticesinde yasak hakkında nasıl ne kararı verileceği işlenmiştir. Karşılıksız çek davaları:
*beraat,
*ceza verilmesine yer olmadığı,
*davanın düşmesi veya
*davanın reddine ile sonuçlanmışsa, aynı kararda çek yasağının kaldırılmasına da karar verilir. Bu kararın kesinleşmesi ile 8. Fıkrada sayılan usullerde MERSİS ile Risk Merkezi’ne bildirimler yapılır.
E- Değişen bu 10. fıkraya göre karşılıksız çek davalarında
* ön ödeme,
*uzlaşma ve
*hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı düzenlenerek daha caydırıcı hale getirildiği görülmektedir.
F- 11. Fıkrada, 10. Fıkradaki caydırıcılığın devamı diyebileceğimiz, karşılıksız çek davalarında verilen adli para cezalarının 5275 S.K. 106/3 maddesinde düzenlenen kamuya yararlı işte çalıştırma kararı verilmeksizin hapis cezasına çevrileceği hususu işlenmiştir.
6728 S.K. 64. Maddesi:
‘5941 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Etkin pişmanlık ve çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılması
MADDE 6- (1) Karşılıksız kalan çek bedelinin, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödeyen kişi hakkında,
- a) Yargılama aşamasında mahkeme tarafından davanın düşmesine,
- b) Mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına,
karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırıldığı, MERSİS ile Risk Merkezine 5 inci maddenin sekizinci fıkrasındaki usullere göre bildirilir ve ilan olunur.
(2) Şikâyetten vazgeçme hâlinde de birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Kişi, mahkûm olduğu cezanın tamamen infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl ve her halde yasağın konulduğu tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, hükmü veren mahkemeden çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasını isteyebilir; mahkemenin vereceği karara itiraz edebilir. Bu itiraz bakımından İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasına ilişkin karar kesinleştiğinde, yasağın kaldırıldığı, MERSİS ile Risk Merkezine 5 inci maddenin sekizinci fıkrasındaki usullere göre bildirilir ve ilan olunur.” ‘
Kanun maddesinin yeni hali :
“Etkin pişmanlık ve çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılması (A)
MADDE 6 – (Değişik: 15/7/2016-6728/64 md.)
(1) Karşılıksız kalan çek bedelinin, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte tamamen ödeyen kişi hakkında,
- a) Yargılama aşamasında mahkeme tarafından davanın düşmesine,
- b) Mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra mahkeme tarafından hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına,
karar verilir. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırıldığı, MERSİS ile Risk Merkezine 5 inci maddenin sekizinci fıkrasındaki usullere göre bildirilir ve ilan olunur.
(2) Şikâyetten vazgeçme hâlinde de birinci fıkra hükmü uygulanır.
(3) Kişi, mahkûm olduğu cezanın tamamen infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl ve her halde yasağın konulduğu tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, hükmü veren mahkemeden çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasını isteyebilir; mahkemenin vereceği karara itiraz edebilir. Bu itiraz bakımından İcra ve İflas Kanununun 353 üncü maddesinin birinci fıkrası hükmü uygulanır. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılmasına ilişkin karar kesinleştiğinde, yasağın kaldırıldığı, MERSİS ile Risk Merkezine 5 inci maddenin sekizinci fıkrasındaki usullere göre bildirilir ve ilan olunur. “(B)
A-6. Maddenin başlığı “Etkin pişmanlık ve yasak kararının kaldırılması” iken, 2012 yılı 6273 S.K. ile “ Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılması”, en son olarak 2016 yılı 6728 S.K. “Etkin pişmanlık ve çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılması” olarak değiştirilmiştir. 2012 yılı kanuni düzenlemeleriyle kaldıran cezai yaptırımlar 2016 yılı 6728 S.K. ile geri getirildiği için, yine değişen ibareler görüyoruz. Bu kanun maddesinde yapılan değişiklerde amaç ,çekin güvenilir bir ticari vasıta olmasını sağlamaktır. O yüzden bu madde hükümleri kapsamında karşılıksız çekin olumsuz etkilerini ortadan kaldıran kişi için yargılama sonrasında cezasızlık durumu getirilmiştir.
B.6. Maddeye göre etkin pişmanlık şöyle işlenmiştir: .
*Eğer karşılıksız çekin bedeli, kanuni ibraz tarihinden itibaren işleyecek faizi ile (3095 S.K. daki temerrüt faizi) birlikte yargılama aşamasında ödenirse, davanın düşmesine karar verilir.
*Bu bedel mahkumiyet hükmünün kesinleşmesinden sonra ödenirse, hükmün tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilir.
*Şikayetten vazgeçme halinde de yukarıdaki 1. Fıkra hükümleri geçerlidir. Yani bulunduğu safhaya göre ya dava düşer ya da hüküm tüm sonuçlarıyla kaldırılır.
*Eğer 1. Fıkraya göre hesaplanan çek bedeli ödenmemiş ve cezaya hükmedilmişse, cezanın infazının bittiği tarihten itibaren 3 yıl ya da yasağın konulduğu tarihten itibaren 10 yıl sonra bu yasağın kaldırılması için başvurabilir. Başvuru hükmü veren mahkemeye yapılır. Mahkemenin kararına itiraz edilebilir ve bu itiraz İ.İ.K. 353/1. Maddesine göre yürütülür. İ.İ.K. 353/1.maddesini hatırlayacak olursak:” İcra mahkemesinin verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı, tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edilebilir. Mahkeme itirazı incelemesi için dosyayı o yerde icra mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için birinci daireye, o yerde icra mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde asliye ceza mahkemesine, icra mahkemesi hâkimi ile asliye ceza mahkemesi hâkiminin aynı hâkim olması hâlinde ise en yakın asliye ceza mahkemesine gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir.”. Yani 3 veya 10 yıllık süreler sonunda başvurulan mahkemnin kararına karşı 7 gün içinde itiraz edilebilir. Birden fazla icra mahkemesi varsa, numara olarak bir sonrakine, tek icra mahkemesi varsa Asliye Ceza mahkemesi’ne, İcra ve Asliye Ceza mahkemelerine aynı hakim bakıyorsa en yakın Asliye C.M.’ne gönderilir. İtiraz hakkında verilen karar kesindir.
6728 S.K. 65. Maddesi:
‘5941 sayılı Kanuna aşağıdaki madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 4- (1) Bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin kayıtlar, bu Kanun gereğince silinmesini gerektiren şartlar oluşuncaya kadar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında tutulmaya devam olunur.” ‘ şeklindedir.
Yeni hali şu şekilde olacaktır:
Geçiş Hükümleri ……
“GEÇİCİ MADDE 4- (Ek: 15/7/2016-6728/65 md.)
1.Bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce verilen çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin kayıtlar, bu Kanun gereğince silinmesini gerektiren şartlar oluşuncaya kadar Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında tutulmaya devam olunur.”
Yeni kanuni değişiklikler ile yasak kararları Risk merkezi’ne ve MERNİS’e bildirilmesi düzenlenmişken, eski kayıtların da silineceği koşulların oluşumuna kadar T.C. Merkez bankası’nda muhafazasına karar verildiği görülmektedir.